Allah’ın varlığının ispatı mümkün müdür?
Öncelikli olarak bu soruyu sorabilmek için Tanrının varlığı kabul etmiş olmanız beklenir. Eğer Tanrının varlığı hakkında şüpheniz varsa, Tanrının varlığının ispatını için bir önceki yazımızı okumanızı tavsiye etmekteyiz.
Onlarca din ve tanrı anlayışı varken neden İslam? Neden Allah?
Bakış Açısı Teorisi
Biz tanrının ispatını yaparken onun koymuş olduğu kuralları ve yarattıklarından yola çıkarak, her şeyin bir yaratıcısı olması gerektiği kanaatine varmıştık. Bu nedenle tanrıyı ararken yine bize vermiş olduğu akıl aracılığı düşünmemiz ve kendisini bulmaya çalışmalıyız. Bugünkü teknolojilerimiz ile bildiğimiz şeyler örneğin atomun şekli, evrenin hareketleri, yaşam döngüsü, su döngüsü, güneş sistemi, galaksilerin kendi aralarındaki sistemleri vb. ortak bir özelliğe ve ortak bir mühre sahiptirler. Hepsi yörüngesel bir eliptik hareketi içerisinde barındırmaktadırlar. Bu bize gösteriyor ki yaratıcı koyduğu kuralları tüm varlık alemine (büyük-küçük fark etmeksizin) yerleştirmiş bir hâldedir. Bu kurallar incelendiğinde ortak bir hareket sergilendiği net bir şekilde görülmektedir. O hâlde bir bakış açısı olarak şunu iddia edebiliriz. Herhangi bir firma kendi yaptığı ürünlere kendi damgasını yerleştiriyorsa ve bu o ürünün kendisine ait olduğunu belirtiyorsa, aynı şekilde ortak olan yörüngesel harekette tanrının bir mührü olabilir. Bu kesinlikle bir bilimsel bir kanıt değildir. Sadece görebildiğimiz şeyler üzerinden yaptığımız teoridir.
Her ne kadar bilimsel bir kanıt niteliği olmasa da bakış açısının içerisindeki atom yapıları ve bu yapıların hareketleri, görüşü bilimsel olarak desteklemektedir. Öyleyse yaratılmış bir varlık olarak, yaratılan zekâmız ile düşünerek böyle bir sonuca ulaşmamız gayet doğal ve mantıklıdır. O hâlde diyebiliriz ki mademki her şeyde aynı imza var, o hâlde bu imzaları yerleştiren aynı varlıktır, aynı yaratıcıdır!
Mükemmel Düzen Teorisi
Aslında bu iddia “teori” sıfatından daha çok bilimsel bir nitelik kazanabilir zira şans eseri bir oluşmuş bir kainatı bilim reddettiği için kaos kavramı zaten “şans” ile birlikte yok olup gitmektedir ki biz bunu bir önceki yazımızda belirtmiştik. O hâlde her şeyin olmasının bir amacı var ve bu amaç doğrultusunda vazifelerini yapmaktadırlar. Örneğin insanın yaşamı için gerekli olan demir elementi sayesinde “hemoglobin” (Oksijen taşıyan proteinin temel bileşeni) moleküllerinin varlığı sebebiyle akciğerimiz düzgün bir şekilde çalışmaktadır. Keza aynı şekilde Kas Fonkiyonlarının düzgün bir şekilde çalışması için "Myoglobin" adlı bir diğer protein de demir içermektedir. Oysaki insan vücudu demir elementini üretmez ama gel gör ki bu element olmadan insan yaşayamaz! Doğrudan dini bir kitabı kaynak olarak vermek şimdiden doğru olmaya bilir ama Hadîd Sûresi 25. Ayette Allah: Andolsun biz peygamberlerimizi açık kanıtlarla gönderdik, beraberlerinde kitap ve adalet terazisini de indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar. Bir de demiri indirdik ki onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır. Böylece Allah, görmeden iman ederek kendisine ve peygamberlerine yardım edecekleri ortaya çıkaracaktır. Şüphesiz Allah güçlüdür, üstündür. ayetinde aslında bir diğer bilimsel mucize olan (demirin gökten indiğini söylemesi dışında) “insanlar için yararlar vardır” kısmı bize insan vücudundaki demir elementinin çeşitli faydası olduğunu söylemektedir.
Böylece biz anlıyoruz ki kainatın herhangi bir yerinde gerçekleşen Süper Nova patlamalarında elde edilen demir elementi, meteor fırtınaları aracılığı ile dünyamıza geliyor ve insanlığın yaşamasına olanak sağlıyor. Aklı yerinde olan her insan buradaki müthiş düzeni görmelidir. Zira uygun koşulların sağlanması için belki bizden milyarlarca uzaklıkta olması gereken olaylar (dünyamızı yok etmemesi için) günün sonunda elde ettiği materyali (demiri) resmen ayağımıza getiriyor. Kalkıp şans ile olasılık ile bunu izah etmeye çalışmayın zira biz geçen yazıda “şans” diye bir şeyin matematiksel olarak olmadığını ispat ettik. Bu da bize gösteriyor ki bu müthiş düzeni yaratan yaratıcı olayın her anına hâkim ve her şeyi olması gerektiği gibi yaptırıyor. O hâlde bu düzenin sahibi tek olmak zorundadır.
Neden Tanrı Tek Olmak Zorundadır
Bunun ilk sebebi Tanrı kavramı ile alakalıdır. Tanrı tüm bu kainatı yaratacak kudrette olmalıdır, zira tüm yaratılanlarda onun imzası (eliptik yörüngesel hareket) bulunuyor. Zamanı yaratacak kudrette bir Tanrı düşünüldüğünde bu Tanrı’nın birden çok olması kabul edilemez! İki Tanrının varlığı onun yetersiz olduğunun göstergesi gibi Tanrı kavramının da zayıflamasına neden olmaktadır. Öncelikle şunu belirtelim bizim bahsettiğimiz Tanrı felsefe ile oluşan tanrı değildir, fiziğin olmak zorunda dediği tanrıdır. Bu nedenle ispatlarımız ve düşüncelerimiz varlık aleminden ve gördüklerimizden oluşmaktadır. Zaten insan görmediği hiçbir şeyi hayal dahi edemez de neyse şimdi felsefe ile papaz olmayalım :) Örneğin: Yeryüzündeki bütün devletlerde ve imparatorluklarda her zaman tek bir kral, cumhurbaşkanı, imparator, padişah olmuştur, olmak zorundadır. İkili bir sistemde kimin sözünün geçeceği, kimin hükmünün geçeceği belirlenemez! (Ateistlerin bu iddiaya verdikleri cevap Selçuklu döneminde Tuğrul ve Çağrı Bey dönemidir. Ki bu iddiada tarihsel olarak yalandır. Sultan yine Tuğrul Bey’in kendisidir. Fakat Tuğrul Beyin çocuklarının olmaması sebebi kardeşi Çağrı Bey, onun yönetiminden sonra hanedanın kendi evlatlarına kesin suretle bildiği için onun dönemini tanımış ve kardeşinin Sultanlığına isyan etmeyerek onu desteklemiştir. Olay bu kadar yani Çağrı Bey sultan değildir!) Ve gördüklerimiz bize kesin bir şekilde tanrının tek olmak zorunda olduğunu söylemektedir.
Gördüklerimizin dışında İslam inancındaki Tanrı kavramındaki yapıda, aslında tüm mahlûkatlar onun ruhunu taşır. Zira ayeti kerimede Hicr Suresi 29. Ayet: “Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın.” Bu nedenle ruh kutsaldır, ruhu taşıyan bedene sebepsiz yere zarar vermek, sebepsiz yere bir cana kıymak haramdır! Tabi ki bu bakış açısı olayı bambaşka bir yere sürüklemede ve İslam inancının içerisine çekmektedir ki aslında oldukça mantıklıdır. Nedeni ise bu felsefenin oluşmasını sağlayan “ben kimin”, “neden buradayım” sorularının tamamına net bir cevap vermektedir.
Mademki yaratıcı tek olmalıdır o hâlde tek tanrılı dinleri bir sonraki yazımızda ele almaya çalışalım.