Dandanakan Savaşı - 1040
Türklerin Türklerle, Müslümanların Müslümanlarla yaptığı bir savaş. Tarihte hep olmasa nasıl olurdu dediğimiz savaşlardan biri, Dandanakan Savaşı 1040. Oğuzlar Türkleri kendi dönemlerinde müthiş bir nüfus oranına çıkmışlardı. Artık bulundukları topraklar kendilerine dar gelmeye başlamıştı. Daha rahat koşullarda yaşamak ve dinlerinin benzerliği nedeni ile Oğuzlar akın akın Müslüman olmaya başlamıştı. Oğuz Türkleri Müslüman olmayı tercih ediyordu, bunun birçok sebebi vardı lakin netice itibariyle artık Oğuzlar nüfus patlaması yaşamıştı. Oğuz Yabgu Devleti ise Müslüman olan Türkmenlere hiç iyi davranmıyordu, işin gerçeği Yabgular kendi halkına da iyi davranmıyordu. Bu ve daha birçok sebepten Oğuz Türkleri göç ediyor ve hak din olarak gördükleri İslam dinini seçiyorlardı. Müslüman olan Türkler ise artık Türkmen ismi ile anılmaya başlanmıştı. Akın akın Müslüman olan Türkler, özgür olabilmek için Müslüman olan Gazneliler devletine sığınmaktaydı. Türkmenlerin içerisinde popüler olan aşiretlerde bulunmaktaydı elbette. Bu aşiretlerden biri de Selçuklu aşiretiydi. Oğuz Türkmenleri bu aşiret etrafında birleşiyor, Selçuklu aşireti ise bu Türkmenlere ciddi ölçüde değer veriyordu. Hızla sayıları çoğalan Selçuklu aşireti en tâbi yaşam istekleri için Gaznelilerden toprak istemekteydiler. Alınacak toprak için kendileri Gazneliler için savaşacaktı, lakin Gazneliler hükümdarı Sultan Mes’ud, bu talebi şiddetle reddedip Selçuklu aşiretinin üzerine ordu gönderdi. Beydoğdu isimli bir komutan ile Selçuklular üzerine gönderilen ordu Selçuklular tarafından yenilgiye uğratıldı. Bunun üzerine Gazneliler hükümdarı Selçukluların gücünü tanımak zorunda kaldı ve onlara kendi ülkesinde yarı bağımsız olarak hareket edebilecekleri Dihistan ve Nesa vilayetlerini verdi. Lakin Sultan Mes’ud durumdan hiç memnun değildi. Zira Oğuz Türkmenleri o kadar çok geliyordu ki Horasan tümüyle Türk vilayeti olmaya başlamıştı. Bağdat’ta dahi Türkmenlerin varlıkları görülmekteydi. Selçukluların çoğalmasından rahatsız olan Gazneliler hükümdarı mevcudiyeti 10 15 bin olan bir ordu kurup başına Subaşını tayin etti ve tekrardan Selçukluların üzerine gönderdi. İlk savaşı yenen Selçuklular özerklik almayı başarmışlardı. Şimdi ise Gazneliler daha kuvvetli bir ordu ile tekrar üzerlerine geliyordu. Selçuklular Subaşını da yenmeyi başarmışlardı. Artık özerk değillerdi, bağımsız olmuşlardı. Selçuklular aldığı zaferlerle Gaznelilerin itibarını sarsmış hâliyle Selçuklulardan güç alan diğer aşiret liderleri de Gazneliler’e isyana kalkmıştı. Durum Gazneliler için hiçte iyi değildi. Selçuklular iyi bir savaştı olduğu gibi iyi bir siyasetçiydiler. Aldıkları her zaferi mektuplarla çevre vilayetlere, devletlere gönderip büyüdüklerini haber veriyorlardı. Artık Gazneliler, Selçuklu sorununu tümüyle halletmek istiyordu. Bunun için Sultan Mes’ud 70.000 süvari ve 30.000 piyadeden oluşacak şekilde toplamda 100.000’e yakın bir ordu kurdu. Ordu o kadar büyüktü ki orduyu görenler Tüm Türkistan birleşse bu orduyu yenemez demekteydi. Gaznelilerin kendilerine karşı korkunç bir ordu topladığını öğrenen Selçuklular ise korkuya kapıldılar. 70 yıldır göç halinde bulunan Selçuklular artık göçten bıkmıştı. Lakin başka bir seçeneğinin olmadığını düşünmekteydiler. Tam bu anda Tuğrul Bey kardeşi Çağrı Bey; Onların askerleri ağır ve yavaştır, biz ise hafif ve hızlıyız. Onları yenebiliriz, dedi. Bunun üzerine Çağrı Bey’in teklifi kabul edildi. Artık göç yoktu. Sultan Mes’ud ordusu ile yola çıkmıştı. Sultan Mes’ud un ordusunda filler dahi mevcuttu. Hâliyle hakikaten çok yavaş hareket etmekteydi. Ayrıca filler itaat etmeyen âsi canlılardı, kontrolü oldukça zordu. Ayrıca bakım ve ilgi gereken canlılardı. Sultan Mes’ud un ordusunu iyi analiz eden Çağrı Bey, ana toprakları olan Dihistan’a doğru hareket eden Sultan Mes’ud a yol boyunca onlarca kez atlı okçuları ile baskın yapmış, Sultanı ve ordusunu bunaltmıştı. Ayrıca çok sıcak olması sebebiyle ağır olan Sultanın ordusunun su ihtiyacı vardı. Durumun farkında olan Selçuklular etraftaki tüm su kuyularını kapatıp Sultan ve ordusunun zor durumda kalmasını sağladılar. Günlerce aç susuz kalan ordusu, ihtiyaçlarını gidermek için su kuyularının bol olduğu Dandanakan Hisarına doğru yola çıktı. Bunun üzerine Selçuklular önceden gidip yine tüm kuyuları ve yardım eşyalarını ortadan kaldırdılar. Ordu o kadar susuz ve bitkindi ki artık ordu içinde isyan baş göstermeye başlamış, huzursuzluk hat safhaya çıkmıştı. Tam bu noktada günlerdir orduyu takip eden Selçuklular, Tuğrul ve Çağrı Bey komutasında iki parça halinde Gazneliler ordusuna yatay bir şekilde saldırdılar. Sultan ve ordusuna öyle bir giriş yaptılar ki ordu üç farklı parçaya bölündü. Bu bölünmenin sonunda arada kalan kısım sıkıştırılırken yanlarda bulunan kısımlar artık susuzluğun ve açlığın vermiş olduğu bitkinlikle savaşmadan kaçmaya başladılar. Sultanın da içinde bulunduğu merkez çok kısa bir zaman içinde kurt kapanı içinde kaldı. Sultan Mes’ud bu kurt kapanından yanındaki sadık askerleri ile yarma harekâtı yapıp canını zor kurtarmıştı. Çağının en büyük ordusu olarak nitelenen ordu Selçuklular tarafından adeta tarihe gömülmüştü. Savaş kesin olarak Selçuklu zaferi olarak neticelendi. Bu savaş Selçukların önceki savaşlarından farklıydı, önceden Gazneliler hükümdarı komutanlar ile asker gönderirken şimdi ise kendisi bizzat dev gibi bir ordu ile gelip yenilmişti. Artık kesin ve net olarak Selçuklular bağımsız bir devlet olmuştu. Tüm beylerin ittifakı ile Tuğrul Bey Sultan olarak seçildi. Tüm devletlere savaşın sonucu mektuplar ile haber verildi. Sünni halifesi Kâim Biemrillâh’a Selçukların gördüğü zulüm doğrultusunda yapmış olduğu bağımsızlık harekâtının neticesinde bağımsız bir devlet olduklarını, Sünni halifesine bağlı olduklarını belirtmekteydiler. Ardından Selçuklar tüm kardeşlere görevlerini iade etti. Çağrı Bey Merv üzerinden Gazne ye hâkim olacak, Musa Yabgu ise Herat üzerinden güney topraklarına hâkim olacaktı. Sultan Mes’ud ise Selçuklulardan o kadar korkmuştu ki başkentini dâhi terk edip, Hindistan’da ölmüştü.